22.06.2025 18:43
Dünya, Orta Doğu'daki tırmanan gerilimlerden kaynaklanan potansiyel bir enerji krizini endişeyle bekliyor. ABD'nin İran'ın nükleer tesislerine düzenlediği son hava saldırılarının ardından, İran Parlamentosu, küresel enerji geçiş noktası olan Hürmüz Boğazı'nı kapatma kararı aldı. İran'ın Yüksek Ulusal Güvenlik Konseyi tarafından henüz kesin olarak onaylanmasa da bu eylem, önemli bir tırmanmayı temsil ediyor ve İran'ın stratejik coğrafi avantajını kullanma isteğini vurguluyor. Küresel enerji piyasaları üzerindeki etkileri çok büyük ve yaygın kesintilere yol açabilir.
21 Haziran'da Amerika Birleşik Devletleri, Fordow, Natanz ve İsfahan'daki İran nükleer tesislerini hedef alan bir dizi sofistike hava ve deniz tabanlı saldırı başlattı. B-2 gizli bombardıman uçakları ve denizaltıdan fırlatılan Tomahawk füzeleri kullanan bu eşi benzeri görülmemiş saldırı, ABD-İran ilişkilerinde dramatik bir tırmanmayı, on yıldan fazla bir süredir yaşanan en ciddi çatışmayı işaret etti. Başkan Trump'ın saldırı sonrasındaki barış çağrısına rağmen, İran bu eylemi düşmanca bir hareket olarak gördü ve Hürmüz Boğazı'nı kapatma yönünde parlamento oylamasıyla sonuçlandı.
Orta Doğu'dan küresel pazarlara petrol ve LNG taşımacılığı için hayati bir su yolu olan Hürmüz Boğazı'nın olası kapanışı, dünyanın enerji arzının istikrarı için ciddi bir tehdit oluşturuyor. Dışişleri Bakanı Marco Rubio, İran'ın bu yolda ilerlemesi durumunda yaşanacak ciddi ekonomik sonuçlar konusunda uyardı ve ABD'nin diğer ülkelerle birlikte böyle bir hamleye yanıt vermek için seçeneklerinin olduğunu vurguladı. Durum son derece değişkenliğini koruyor ve İran nihayetinde parlamento oylamasının kararını uygulamaya koymaya karar vermesi durumunda geniş kapsamlı sonuçlar doğurabilir. Küresel toplum, İran'ın nihai kararını kayda değer bir endişeyle bekliyor. Bu değişken durumun gösterdiği gibi, riskler inanılmaz derecede yüksek.