29.07.2025 23:24
Almanya'da bir temyiz mahkemesinin kararı, hukuk ve kripto para çevrelerinde yaygın endişelere yol açtı. Mahkeme, meşru yollarla elde edilmiş cüzdan şifrelerini kullanarak, izinsiz bile olsa kripto para transferinin, mevcut Alman yasalarına göre suç teşkil etmeyebileceğine karar verdi. Bu karar, dijital varlık alanındaki hırsızlıkları ele almak için tasarlanmış yasal çerçevelerde önemli bir boşluğu ortaya koymaktadır.
Davada, 2,5 milyon € değerinde dijital token içeren bir kripto para cüzdanının kurulmasına başka bir kişiye yardım eden bir adam yer alıyordu. Çok önemli bir nokta olarak, mağdurun asla değiştirmediği 24 kelimelik kurtarma ifadesini elinde tutuyordu. Daha sonra bu ifadeyi kullanarak tüm miktarı yetkisiz bir şekilde transfer etti ve muhtemelen çaldı ve ayrıca suçu yanlış beyanda bulunarak daha da ağırlaştırdı. Bu açık güven ihlaline rağmen, Braunschweig Bölge Yüksek Mahkemesi sanığı beraat ettirdi.
Mahkemenin gerekçesi, sanığın erişim anahtarlarına meşru olarak sahip olduğu için cüzdanı "hacklemediği" argümanına dayanıyordu. Bunun, Alman Ceza Kanunu'nda belirtilen "özel erişim güvenliğini aşma" kriterlerini karşılamadığını savundular. Ayrıca mahkeme, blok zinciri teknolojisinin kullanıcı niyetini veya yetkilendirmeyi doğrulama mekanizmalarından yoksun olduğunu; yalnızca kriptografik imzaları doğruladığını gerekçe göstererek bilgisayar dolandırıcılığı suçlamalarını reddetti. Verilerin manipülasyonu da suçlama olarak reddedildi.
Bu kararın rahatsız edici sonuçları var. Geleneksel finans dünyasında kesinlikle hırsızlık olarak sınıflandırılacak eylemler için bireyleri cezai sorumluluktan koruyabilecek bir yasal boşluk yaratıyor. Karar, yasal sistemlerin merkezi olmayan dijital varlıkların eşsiz teknik mimarisine uyum sağlama konusunda karşılaştığı önemli zorluğu vurguluyor. Sözleşme ihlali veya güven ihlali gibi olası medeni sorumlulukları kabul ederken, mahkeme bunların otomatik olarak cezai suçlara dönüşmediğini vurguladı. Mahkemenin yorumu, dijital varlık hırsızlığının karmaşıklığını ele almak ve mağdurlara uygun yasal başvuru yolları sağlamak için yasama reformlarına duyulan acil ihtiyacı ortaya koymaktadır.
